28 Haziran 2010 Pazartesi

Kısmetse deliriyorum...

Ankara'da hava kötü.
Gerçekten kötü,yani biraz sıksan "ne Haziran'ı yahu,düpedüz Ekim" dersin...
Sevgili dostumun dediği gibi "umarım mahsuplaşması olur bu havaların Eylül'de"

Pazar sabahı,hani biraz kafa dinlemek,zihni meşgul etmeyecek oyalanma yolları bulmak bâbında,gazetelerden birinin Pazar ekini açıyorum,Ayşe Arman döktürmüş yine...
Aslında kimin döktürdüğü de tartışılır,kerameti kendinden menkul yazarın mı,eski karısını "aleme fâş" etmeye çalışan adam bozmasının mı?

"Herkes ben O'nu aldattım sanıyor ama aslında O beni aldattı,hem de ben otel odasında beklerken(toplantım var) diyerek sevgilisinin kollarına koştu.Daha da kötüsü her aradığımda da sürekli yankı yapan bir yerden cevap veriyordu,sonradan anladım ki,sevgilisiyle buluştuğu otel odasının banyosundaymış"

Yuh be birader!
İnsanda biraz utanma olur.
Bilmem kaç yıl aynı yastığa baş koyduğun,birlikte çocuk yaptığın,bir zamanlar "karım" derken gözünün parladığı kişiden bahsediyorsun!

"...anlattıklarımın hepsi kendi ağzından dinlediğim için doğrulanmıştır.İki şişe vokta içtikten sonra,hem seviştik hem de dertleştik,herşeyi anlattı"

Sabah sabah rahatlama beklerken bir öğürtü sormayın...
Çukurun bile irtifası vardır yahu,seninki MAGMA!

Eyvallah,herkesin bir gün 15 dakika için meşhur olacağını biliyordum da,bunun için bu kadar alçalacak insanlar bulunabileceğini düşünmüyordum doğrusu...Bilmiyorum belki aşırı saflık ama Türkiye'nin en çok satan gazetesinin başındaki insanların da,böyle bir rezaleti yayımlamayacakları gibi bir düşüncem de vardı sanırım.

Şimdi tutup "efendiler,toplum nereye gidiyor,ahlak kalmadı,ne hale geldik" falan diyecek değilim.Çünkü belli ki,o eşiği çoktan geçmişiz...
Bireysel olarak ne yapacağımı biliyorum,bugünden itibaren o teyzeyi okumayacağım.Yanlış anlaşılmasın lütfen,sadece böyle bir rezaleti yazdığı için değil.O röportajın giriş yazısında "elimde teybim varken dostum-mostum değil kimse" dediği için.Ne de olsa hasb-el kader aynı meslek yazıyor sicilimizde,başlama yollarımız çok farklı olsa da(!)...

Benim dostlarım var çünkü!
Yanlarına teypsiz gitsem nasıl konuşuyorlarsa,teyp varken de o rahatlıkla konuşuyorlar.
Çünkü biliyorlar ki,orada konuşulanlar önce insanlık ve ahlak süzgecinden geçecek.

"Önce insanım sonra gazeteci" demek bazıları için çok zor.Nedeni de çok basit,zaten arafta kalmış durumdalar,ne insan ne gazeteci olabiliyorlar bu yüzden.
Sadece gazetecilik için de geçerli olmamalı ayrıca bu kural.Bana kalırsa iyi adam olmadan,ne iyi avukat,ne iyi mühendis ne iyi doktor olmak mümkün.Örneği de var;yıllık mutad ziyaretini yaparken,yine kıçından uydurduğu,Afrika'da bilmem ne yerlilerinin yaşamını uzatan ve tesadüfen(!) ticari hakları kendisinde bulunan meyveyi anlata anlata bitiremeyen doktor bozması...Ulan senin o bahsettiğin yerliler;sıfır sanayii atığı,eksi 4 stres katsayısı ve başka birşey bulamadığı için daimi meyve diyetiyle yaşıyor.Öyle yaşasam ben de 100'ü görürüm herhalde...

Biliyorum bu kadar saçmalık,sakin geçmesi gereken bir Pazar sabahı için fazla...
Daha doğrusu ben öyle düşünüyordum ama aynı dakikalarda TV'de gördüğüm program tanıtımı
"direnme,bağıra bağıra can vereceksin" hissi uyandırdı.
"Motorun el kitabı" adlı eseri yazabilecek kadar birikim(!) sahibi bir abla,eşiyle günlük hayatlarını kameralara açıyormuş,evde ne yaşanırsa hepimiz izleyebilecekmişiz!
Gözümün önünde henüz çekilmemiş programdan bir sahne belirdi ansızın.Kadın tartıştığı eşine şöyle diyordu:
"Bıktım erken boşalmandan,doktora git artık"
Sonra görüntü dondu ve ekranda beliren bizim tüccar doktor,"çözümü uzakta arama Türkiye" diye konuşmaya başladı.Ardından da bu sorunun çözümü için kıçında don olmayan yerlilerin kullandığı meyvenin tek çare olduğunu,kendisinin de sırf bu nedenle işini gücünü bırakıp Türkiye'ye geldiğini anlatmaya başladı...

Televizyonu nasıl kapattım,gazeteyi nasıl fırlattım bilemedim vallahi...

1 yorum:

  1. ben de okuyup okuyup kusmak istedim bu sabah
    bu sadece nafaka odemek zorunda kalınmasın diye yapılan bir igrenclik. Bu igrenclige canak tutmak da baska bir igrenclik diye dusunuyorum

    YanıtlaSil